Kadın Filozoflar ve Düşünceleri

kadın filozoflar

Kadın filozoflar felsefe tarihinde her zaman ikinci planda gibi gösterilmeye çalışılsa da düşünceleri ile tarihe damgalarını vurmuşlardır.  Bu içeriğimizde kadın filozofların söylemleri ve felsefedeki yerlerine yakından bir bakış gerçekleştireceğiz.

Kadın Filozoflar

Pek çok kişi filozof denildiğinde hemen Sokrates, Platon gibi erkek filozofları düşünür. Hatta pek çok kişi kadın filozof neden yok diye de sorgular. Aslında kadın filozoflar yok değil varlar ve sayıları da az değil. Kadın filozoflar, tarih boyunca var olma mücadelesi vermişlerdir. Ataerkil toplumun baskınlığı ve zorbalığı ile mücadele içinde olan kadın filozofların isimleri tarih sahnelerinden silinmeye çalışılmıştır.

Tarihin her döneminde, kadınlara erkeklere verilen hakların verilmediği çok fazla örnek bulunmakta olup bu örneklerden biri de felsefede yer almaya çalışan kadın filozoflar ve düşünceleri ile karşımıza çıkmaktadır. Ataerkil düzenin hâkim olmaya başladığı dönemlerde, kadınlar için ev işlerine bakması gereken, düşünmelerine izin verilmeyen, söz haklarının neredeyse hiç olmadığı kadınlar ile karşılaşmaktayız.

Antik Yunan’a bakacak olursak eğer, Antik Yunan’da kadınlar birer yurttaş bile değillerdi. Bir birey olarak bile var olamayan kadınların siyasetle uğraşmaları ya da kamusal alanlara girmeleri imkânsız olup kadınların yapabileceği işler yalnızca ev işleri ve çocuk bakmak gibi kısıtlı işlerdi. Antik Yunan’da kadınların eğitim imkânları da kısıtlı düzeyde olduğu için kadınların felsefe ile uğraşmaları da oldukça zordu. Antik Yunan’da şanslı sayılabilecek kadınlar Hetaira sınıfına mensup olan kadınlardır. Hetaria sınıfından olan kadınların eğitimli ve bilgi birikimi yüksek kadınlar olduğu bilinmekte ve diğer kadınlar için köprü görevi görmekte idiler.

Antik Yunandan biraz ileriye gidip, Orta Çağ’a bakacak olursak burada da durum pek farklı değildir. Orta Çağ’da kadınlar için zekâlarının gelişmediği düşüncesi hâkimdi. Bu düşünce ile kadınların eğitim almaları ve felsefe ile ilgilenmeleri kısıtlanmıştır. Tüm bunlara karşın Orta Çağ kadınları bu kısıtlamalara boyun eğmeyerek mistik felsefe üzerine düşerek kendilerini yaşadıkları dönemde var etmeye çalıştılar.

Kadınlar tarihte ataerkil düzene karşı pek çok mücadele vermiş ve halen vermeye devam etmektedir. Kadın filozofların isimleri tarih sahnelerinden silinmeye, çalışılsa da onlar tarihte var oldular ve hiç de az değiller.

İskenderiyeli Hypatia

İskenderiyeli Hypatia

MS 360 yıllar civarlarında doğduğu ve MS 415 yıllarında öldüğü düşünülen Hypatia, İskenderiye’de yaşamış astronomi, matematik ve felsefe çalışmaları yürüten ve herkes tarafından hayranlık duyulan Neoplatonik bir öğretmendi. Hypatia, kendi okulunu açan kadın filozoflardan biridir. İskenderiye Kütüphanesi’nde öğrencilere matematik, astronomi ve felsefe dersleri vermiştir. Hypatia, Hristiyan değildi ve döneminde Hristiyanlığın hızla yayılması ile pek çok Hristiyan tarafından zorbalığa uğramış ve en sonunda da Psikopos Cyril’in Hristiyanları galeyana getirmesi ve Hypatia’yı hedef yapması sonucu Hristiyanlar tarafından taşlanarak öldürülmüştür.

Hypatia’nın pek çok çalışması tahrip edilip yok edilmiştir. Bu sebeple de günümüze yazılı bir çalışması ulaşmamıştır. Fakat Hypatia’dan günümüze ulaşabilen mektuplar bulunmaktadır. Bu mektuplar İskenderiye Kütüphanesinde ders verdiği öğrencilerinden filozof Sinesius ile yazışmalarıdır. Bu yazışmalarda Synesius, Hypatia ile sadece felsefe alanında değil aynı zamanda matematik ve astronomi alanında da sohbetler gerçekleştiriyordu. Bir yazışmalarında Hypatia “Düşünme hakkını saklı tut. Yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir” sözü, dönemin baskıcı dini zorbalığı hakkında bilgi verirken felsefenin özü hakkında da önemli bilgiler vermektedir. Hypatia, sorgulayan, boyun eğmeyen ve döneminin ilerisinde bir kadındı. Hypatia’yı Raffeaello’nun 1509-1511 yılları arasında yaptığı Atina Okulu freskindeki tek kadın olarak görebilmekteyiz.

Önerilen Yazı
Diyalektik İdealizm Nedir? Hegel’in İdeası ve İşleyişi

Krotonlu Theano

Kadın filozoflar arasında önemli bir yere sahip olan Krotonlu Theano, aynı zamanda tarihte bilinen ilk kadın filozof olmasıyla da ön plana çıkmaktadır. MÖ 500’lü yıllarda yaşadığı bilinmekte olan Theano’nun doğum yeri ya da ailesi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklar Theano’nun Platon’un karısı, kızı ya da öğrencisi olduğu yönünde olup kesin bir bilgi yoktur.

Theano, Pythagoras’ın ölümü üzerinde okul yönetimini üstlenmiştir. Okul yönetimi gibi büyük bir görei üstlenmiş olması onun ne kadar yetenekli bir filozof olduğunu göstermektedir. Theano felsefe dışında matematik ve tıp alanında da çalışmalar yapmış bazı kaynaklarda da altın oran çalışmaları yaptığı iddiaları bulunsa da bu çalışma kesin değildir. Theano’nun Dindarlık Üzerine adlı eserinden Pisagor anolojisi ile ilgili bir bölüm günümüze ulaşabilmiştir.

Miletli Aspasia

MÖ 400’lü yıllarda yaşadığı düşünülen Miletli Aspasia Klasik Atina’nın en ünlü kadınlarından biridir. Aspasia Atina’da bir yabancı olmasına karşın, Peleponnes Savaşı lideri Pericles’in metresi ve akıl hocası olmuştur. Ayrıca Socrates, Aspasia’yı hocası olarak niteliyor ve Aspasia’dan nasıl etkili konuşulacağını öğrendiğini belirtmiştir. Sokrates’e göre Aspasia, Pericles’in konuşmalarını yazan kişidir.

Kadın Filozoflar : Sosipatra

MS 4. yüzyılda yaşadığı bilinen Sosipatra, bir öğretmendir. Ayrıca yabancılardan mistisizm dersleri almış olan Sosioatra, Neoplatonik geleneğini sürdüren saygın bir öğretmendir. Pek çok zorlu metni yorumlaması ile kutsal bilgileri insanlıkla buluşturan bir arabulucudur. Kocası Eustathius’un Filozofların Yaşamı kitabındaki biyografisinde Sosipatra için, etrafındaki diğer filozoflara nazaran şöhretinin daha büyük olduğu ve öğrencilerin Sosipatra’nın öğretim şeklini daha ilham verici buldukları yönündedir.

Phintys

MÖ 3. Yüzyılda yaşadığı yönünde tahminler olan Phintys, etik üzerine çalışan bir generalin kızıdır. Phintys’ten geriye iki parça yazı kalmıştır. Bu yazılar kadınların doğru davranışları üzerine yazılardır. Yazılarda, kadın ve erkek arasındaki farklar ele alınmıştır. Phintys, felsefenin sadece erkekler için uygun bir alan olmadığını belirtmiştir. Phintys’e göre felsefe hem erkekler hem de kadınlar için uygun bir alandır. Fakat bu konu da bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Araştırmacılardan bazıları bu yazıları Phintys’in yazmadığı, dönemin bazı erkek yazarları tarafından yazıldığını öne sürmektedir. Ayrıca Phintys, namusun en önemli erdemlerden biri olduğunu açıklamıştır.

Kadın Filozoflar : Perictione

Perictione, adlı kadın filozofun bazı araştırmacılar tarafından MÖ 4. ve 3. yüzyıllarda, Atina’da yaşadığı düşünülmektedir. Bilgelik Üstüne bir yazısı üzerine metafizik üzerine çalışmalar yaptığı düşünülmektedir. Bazı kaynaklar, Perictione’nin bu yazıyı yazmadığını ileri sürmekte olup,  Perictione isminin Platon’un annesinin ismi olduğu da dikkat çekmektedir. Pek çok kişi, Perictione isminde bir yazarın olmadığı yönünde olsa da bazı kişiler de kadınlara atfedilen bu yazıların nasıl bir erkeğin elinden çıkacağı, bir kadının böyle görüşlere sahip olabileceğine nasıl inanılmadığı yönünde de tartışmalara sebep olmuştur. Bu tartışmalara nazaran,  Perictione’den günümüze On the Harmony of Women ile On Wisdom isimli yazıları ulaşmıştır.

Bu yazı kapsamında kadın filozoflar ve düşünceleri ele alınmıştır. Bilgilendirici daha fazla yazı için “İdea” kategorimizi incelemeyi unutmayın.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık